9 Ocak 2009 Cuma

Yeditepe Üniversitesi ve Ergenekon; Kriz mi, konumlandırma için bir şans mı?

Bu haftanın sıcak gelişmesi, Ergenekon operasyonu kapsamında Bedrettin Dalan’ın gözaltına alınmak üzere aranması ve Yeditepe Üniversite’sinin tabir-i caizse “basılması” oldu.

Basındaki yansımaların yorumlarına kısaca baktığımızda toplumun çoğunluğunun öfkesini, ancak bu konuda hiç bir şey de yapmadığını görebiliyoruz (ki bu, utanılması gereken esas durum olmasına rağmen, konumuz olmayacak

Yeditepe Üniversitesi burada bir kriz yaşıyor gibi görünüyor, ancak yapmaları gereken, bu gelişmeleri, iletişimde bir fırsata çevirmek.

İlk olarak, Yeditepe Üniversitesi, muhafazakar görüş karşıtlarının gözünde geleneksel iletişim metotlarıyla kolay kolay oturamayacağı “Cumhuriyet ve Atatürk Devrimleri’nin meşalesini tutan, bunun için de karartılmaya çalışılan” bir organizasyon pozisyona bu kriz ile oturmuş oldu.



Bunun avantajını kullanmak için elini kolunu bağlayarak oturmayıp, bir buzz yaratmak gerekli. Mevcut politik ortam, basına konuşacak tipte sözcülerin ortaya çıkarak üniversite’nin duruşunu sağlamlaştırmak ve medya’da ses getirmek için uygun durumda.

Doğan Grubu medyası ile ilişkileri baz alındığında, Yeditepe Üniversitesi bu gelişmelerin ve açıklamaların haber yapılmasında etkin olabilecekleri gibi, pazarlama iletişimi karmasını da doğrudan bu duruşunu desteklemek için kullanabilir.

Öte yandan, oluşumun simgesi ve baş aktörü Bedrettin Dalan’ın yurda dönme kararını bu kadar hızlı bir şekilde alması, akıllarda filizlenecek muhtemel soru işaretlerini de ortadan kaldırdığı gibi, oğlu ve arkadaşlarının gözaltına alınması da mağduriyet sebebi yaratıyor.

Geriye PR ve diğer iletişim enstrümanlarıyla bu durumun getirdiği konumlandırma algısını pekiştirmek kalıyor.

Yeditepe Üniversitesi Halkla İlişkiler Departmanı paralize olup, gelişmeler karşısında elini kolunu bağlayarak oturacak mı, yoksa politik ve ekonomik baskılardan korkmadan, istemeden düştükleri bu durumun avantajını kullanabilecekler mi zamanla göreceğiz…

3 yorum:

Adsız dedi ki...

yeditepe deyince okuldan çok, tikkyleri ve turuncu renkli tikky taşıtı geliyor aklıma.
hak getire konumlandırma :)

Eren Kumcuoğlu dedi ki...

Merhaba adsız,

Biz bunu "algıda seçicilik" olarak adlandırabiliriz. Malum, ne gördüğümüz değil, ne aldığımız önemlidir.

Selamlar,

dedi ki...

Bugünlerde herkes "E. Üniversitesi" şeklinde takılıyor. (ismini yazamıyorum sinirime dokundu). Artı üniversitemizin düzenlediği uluslararası bir organizasyon için sponsorluk daveti attığımda "kim olacak o babayiğit" deniliyor. Çok güzel konumlandık cidden. "Politik ve ekonomik baskılardan korkmadan?" böyle bir dünya yok sanırım...

Artı Yeditepe deyince aklına okul dışı şeyler gelen arkadaşım. Magazinsel bilgiden gözünü ayırıp biraz akademik birşeyler okursan okul hatta iyi bir okul gelir aklına, üzülme sen..