Futbolla çok aram olmadığından Euro 2008 maçlarını takip etmiyorum. Ancak ister istemez, mesaj bombardımanından nasibimi alıyor ve günün başlıklarını okuyorum.
Bugünün gündem maddesi Fatih Terim olmuş.
Çek Cumhuriyeti maçının ardından düzenlediği basın toplantısını, sanki basın mensuplarını azarlamak üzere kurgulaması ve bu üslubun etkileri tartışılıyor.
Futbol konusunda ahkam kesemem. İletişimci olarak düşününce ise, bir liderin bu tip fevri çıkışlar yapmasını doğru bulmuyorum.
Yönettiğiniz bir takımdan öte, temsil ettiğiniz bir ülke varken hiç doğru bulmuyorum.
Ancak, futbol rüzgarı Terim'in ardından estiğinden, sokaktaki vatandaş Terim'in arkasında duruyor.
Hırvatistan maçında mucize gerçekleşmeyip son dakikalarda goller gelmezse Terim için Poyraz esmeye başlar.
Etrafınızda bu tip bir yönetici altında çalışan ve agresif tavırlar sergileyen insanlara sinirlenmemelisiniz.
Etki-Tepki meselesidir.
Belki Fatih Terim doğru olanı yapıyordur.
Zira, benzer tavırlara sahip, "lider" sıfatı yakıştırılan başka bir örnek daha var.
Onun tavırlarını düşündükçe millet olarak "azar hazmetme" toleransımıza gülüyorum.
Ancak toplumda yarattığı tahribata da üzülüyorum...
Dipnot: "Susmak bazen en iyi cevaptır" derler. Belki bir süre susmak (iletişim açısından) ikisine de iyi gelebilir.