Superfresh - Yemişim Kaloriyi!
Siz de rastladınız mı bilmiyorum, ancak beni inanılmaz rahatsız eden bir ilanı paylaşmak istedim. Böyle ilanlar gördüğümde ajansa kızmıyorum, gerçekten!
Bunun altına imza atan ürün/marka yöneticisine ya da pazarlama uzmanlarına kızıyorum.
Bugün herkes sağlık sorunları yüzünden kızartmalardan uzak durmaya çalışırken, bir de tam yaz mevsimi, herkesin kilo vermek için çabaladığı dönemlerde "yüksek kalori"nin bu şekilde vurgulamanın anlamını çözemedim.
Kendi bindiğimiz dalı baltalamaktan farksız görünüyor.
"Yemişim kaloriyi!", "Hayata bir kez geliyoruz" gibi sıcak bir metinle desteklenmiş. Doğru, hayata bir kez geliyoruz. Bir kez geldiğimiz hayatı, damarlarımı erken yaşta tıkamadan, kolesterolümü yükseltmeden, sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyorum.
Dolayısıyla bu ilanın hardcopy'sini çalışma masamın yanında duran yapışkan panoma asıp sürekli gözümün önünde tutacağım.
Niye mi?
Bana kızartmaların mide bulandırıcılığının (fiziksel -ve bu ilanla- zihinsel) boyutunu sürekli hatırlatsın diye.
Dipnot: Superfresh'in bu şaşkınlığıyla aynı ilanı Men's Health'te de yayınlamasını bekliyorum. O zaman daha eğlenceli bir yazı yazacağım.
9 yorum:
her pazartesi rejime baslayan bir grup insan, her pazartesi ogleden sonra "yemisim kaloriyi" diyerek saldirir cikolatalara veya bol kalorili diger yiyeceklere. Tamam kizartma cok kotu birsey de slogan basarili yahu...
Başarı elbette nasıl baktığınızla ilgili.
Görsele gelmeden, üzerinde tartışılacak çok şey var bence.
Öncelikle, kendini "zararlı gıda" kategorisine kendi kendine sokan bir iletişimden taktiğinden bahsediyoruz. Örneğine çok nadir rastlanır.
Kısa vadede belki sevimli gelecek bu iletişim taktiğinin uzun vadede yaratacağı etki, zihinlerde "zararlı gıda" algısının bir kez de üretici tarafından tasdikleneceği olacaktır.
Brief'in nereden geldiğini bilmiyoruz elbette, ancak ben bugün Superfresh'in marka yöneticisi olsam, böyle bir kreatif çalışma sunan ajansa ilk olarak bu söylemi challenge ederdim; "Sizce kendimizi hem zararlı hem şirin göstermek bizi uzun vadede kurtarır mı?".
Görseli ben inceleyemedim, patates kızartması bile yemediğimden olsa gerek. İşin sağlık ve form boyunu düşünmeye başladığımdan beri 1 küçük bar çikolata bana ağır geliyor. Klasik beslenme rutinini terk ettikten en fazla 1 ay sonra eminim size de öyle gelecektir.
Bas bas sağlıklı beslenme iletişimi yapılırken adeta meydan okurcasına "Yemişim kaloriyi!" diyen bir metin ve hemen altında da "Şu dünyaya bir kez geliyoruz..." diyen bodycopy.
Çok itici. Ancak, beğeneni de olacaktır elbette =)
Selamlar,
Slogan başarılı değil bence. Sadece iyi düşünülmüş bir slogan. Reklamsa reklam yapıyor firma. Patates kızartması ve türevlerini bu kadar çok seven gırtlağına düşkün bir toplumumuz varken, başarı da elbet gelecektir. Önemli olan verdiği fikirden çok, bizim gibi bilinçli tüketicilerin kafamızda oluşturduğu firma imajıdır diye düşünüyorum.
Bende Eren gibi görselin özellikle Men's Health'te yayınlanmasını bekliyorum. Esas komedi o zaman patlak verir (=
Yorumlarınızı okuyunca sizlere de hak verdim açıkçası. Kızartma, vb. zararlı yiyeceklerle arası hoş olmayanlar için gerçekten de itici bir görsel, slogan ve bodycopy olabilir. Hatta yine hak verdim size -markanın iletişim stratejisini bilmemekle beraber- uzun dönemde problem yaratabilir bir çalışma. Ama yine de savunduğum noktalar var, kısa vadede bile olsa, güzel slogan; benim gibi her pazartesi rejime başlayan ve öğle yemeği ile sonlandıranlar için. Güzel görsel; bu sıcakta insanın aklına buz gibi bir içeceğin yanında mis gibi kızartılmış ürünleri getirdiği için. Ve yine de bodycopy de başarılı; insanın yaz ruh halini yansıttığı için...
Kesinlikle haklısın Eren bende ilk gördüğümde reklamı çok itici geldi. Bu kadarda duyarsız olmayalım değil mi? Yemişim kaloriyi lafı belki çoğu kişinin dilinde ama siz insanları daha da bu yöne yönlendirirseniz ABD gibi obezite sorunu patlar ülkemizde. Zaten kolaya kaçmaya meğilli bir ülkeyiz ne biliyim bana da hiç ama hiç hoş gelmedi slogan,markalar solganların etkileyici olmanın ötesinde ne gibi durumlarla karşılaşılabileceğini de düşünmeliler bence.
Serbay;
İnsanların yönlendirilmesi gibi bir perspektifden ziyade, tamamen markanın iletişim hatasına odaklanmıştım. Burada aynı zamanda sosyal bir sorumsuzluk var da diyebilir miyiz acaba?
1 hafta önce IMC finalinde obezite ve sağlıklı beslenme hakkında bir final projesi sundum. Bu hiç aklıma gelmemişti doğrusu. Teşekkürler.
Sen iletişim hatası yönüne çok güzel değindiğin için bende farklı bakmak istedim. Hiç önemli değil.
Firma bu reklamdan nasıl bir geri dönüş almış merak ettim açıkcası.
Öncelikle görsel çok başarısız. KAdıköy'ün arka sokaklarında 3 günlük yağ ile pişmiş gibi duruyor. Slogana gelince de son derece başarısız buluyorum. Hangi anne hangi baba bu sloganı görür de çocuğuna bu ürünü yedirir.
Hazır gıdaya karşı tüm dünyada bir anti kampanya varken yemişim kaloriyi diye ortaya çıkmanın akla mantığa sığar yanı yok. Yemişim böyle kampanyayı...
Arkadaşlar,
Tüm bu tartışmalardan anlaşılıyor ki, bizler sağlıklı yaşam konusunda son derece bilinçlenmişiz. Neyin zaralı neyin yararlı olduğuna her birey kendi bünyesi ve aklınca karar verebilir. Kilo sorunu olan, spor yapmayan, sadece diyetle sağlıklı yaşandığını düşünenler için haklısınız. Ancak bir de madalyonun diğer tarafından bakın. Benim yaşım 37. Boyum 1.79 kilom 76 kg. Yani yaşıma göre son derece "fit"im. çünkü sporu hayatımın hiçbir alanından çıkarmadım. Tüm bunlarla birlikte her türlü karbonhidrat, protein ve kızartmayı da "tavsiye edilenler" ölçüsünde yiyorum. Buna bu kadar takılmayın. Buna gelen kadar Turkcell'in amele Recep'i, Nokia'nın saçma sapan, sapık apartman sakinleri gibi daha çok saçma sapan reklamlar ver. Yiyen yer, yemeyen aç kalır. Millet obez olmaya bu kadar meyilliyse bırakın olsunlar. Hala sigara içen bir milletiz. Bence akşamları bira ile çok güzelde gider hani....
Yorum Gönder